"Dikkat Önemli"
'' O ğ u z 33 '' T i m i 90'lı Yıllarda Terörle Mücaadelenin İçerisinde Yer Almış, Dillere Destan '' O ğ u z 33 '' Timin Yaşadıklarını Anlatan Sitemize Hoş geldiniz, Sizleri Burada Tutabilmek İçin, Yapılması Gereken Her Şey Yapıldı, Umarım Kaldığınıza Değer...!!!>'' O ğ u z 33 '' T i m i
   
  ‘Oğuz33’ Timi
  ADIYAMAN İLİ
 
 
 A D I Y A M A N

 
 
 
 
Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında yer alan, tarih sahnesindeki yeri ilk insanlara dek uzanan, pek çok değişik kültüre merkezlik etmiş olan bir kültür ve turizm kentidir. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Adıyaman toprakları üzerinde, insanlık tarihinin bütün evrelerine dair bulgular elde edilmiştir. Adıyaman, dünyanın 8. harikası olarak anılan Nemrut Dağı eserleri, Kommagene uygarlığının kalıntıları, dünyanın 4. büyük barajı olan Atatürk Barajı, Çamgazi barajı, kış kampı organizasyonu, dünya birinciliğine sahip halk oyunları ile öne çıkan bir kenttir.
 
 
        


TARİHÇESİ

Adıyaman, tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir. Adıyaman Palanlı Mağarasında yapılan incelemelerde kent tarihinin MÖ. 40.000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır.
Yine Samsat-Şehremuz Tepe’deki tarihi bulgulardan M.ö. 7.OOO yılına kadar Paleolitik, M.O. 5.000 yıllarına kadar Neolitik, M.Ö. 3.OOO yıllarına kadar Kalkolitik ve M.O. 3.0OO-1.200 yıllan arasında da Tunç Çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlerle Mitannilar arasında el değiştirmiş ve Hitit Devletinin yıkılmasıyla (M.Ö. 1.200) karanlık bir dönem başlamıştır. M.Ö. 1.2OO’den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yıllan arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak; bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat’ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabeler, Anadolu’daki tarihi silsilenin ilimizde de aynen devam ettiğini, göstermektedir. Bu dönemde Adıyaman ve çevresinde Hitit Devletinin yıkılmasıyla ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Kummuh Devleti hüküm sürmüştür.

           
        

 
M.Ü. 9OO-70O yılları arasında yöre Asur etkisinde kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemen olamazlar. 6. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler hakim olur ve yöre Satrap’lar (Valiler) eliyle yönetilir. M.O. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük iskender’in Anadolu’ya girmesiyle Pers’ler hakimiyetini kaybetmiş ve M.ü. 1. yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Selev-kos Sülalesi hüküm sürmüştür. Bu sülalenin gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes l Kallinikos Kommagene Krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir (M.O. 69).
Başkenti Samosota (Samsat] olan Kommagene Krallığı, egemenliğini MS. 72′ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre Roma imparatorluğunun eline geçmiş ve Adıyaman Roma imparatorluğunun Syria (Suriye) Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma imparatorluğunun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ayrılmasıyla, Adıyaman Doğu Roma imparatorluğuna katılmıştır. 643 yılından itibaren bölgeye İslam akınları başlamakla birlikte İslam hakimiyeti ancak 670 yılında Emevi’lerle kurulabilmiştir. 758 yılında ise, II, Abbasi komutanlarından Mansur Ibni Cavene’nin hakimiyetine girer. 926 yılına kadar Abbasi hakimiyetinde kalan H’de bu tarihte Hamdanüerin egemenliği başlar. 958 yılında yöre yeniden Bizanslıların eline geçer.
 
 
 


 
1114-1181 yıllan arası yöreye Türk akınları olur. 1204-1298 yılları arasında Samsat ve yöresini Anadolu Selçukluları ele geçirir. 1230 ve 1250 yıllarında Moğol saldırılan yaşanır. 1298′de yöre ve bölge Memlüklerin eline geçer. 1393 yılında Adıyaman bu kez de Timurlenk tarafından yağmalanır.
Büyük bir istikrarsızlığın olduğu Orta çağ boyunca Adıyaman Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullan arasında el değiştirmiş ve nihayet Yavuz Sultan Selim’in Iran seferi sırasında 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı topraklarına katılan Adıyaman, başlangıçta merkezi Samsat’ta bulunan bir Sancakla Maraş Beylerbeyliğine bağlıyken, Tanzimat'tan sonra bir kaza olarak Malatya’ya bağlanmıştır.
Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Malatya’ya bağlı kaza konumunda olan Adıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı Kanunla Malatya’dan ayrılarak müstakil il haline gelmiştir.

 
 
 
 

 
İLÇELERİ: Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kâhta, Samsat, Sincik, Tut.
 

Besni
 
Adıyaman’ın batı kesiminde yer alan Besni en eski yerleşim yerlerinden biridir. Önemli tarihi kalıntıları arasında Besni ilçesine 15 km. uzaklıktaki Sofraz Tümülüsü, 33 km uzaklıktaki Sesönk (Dikilitaş) sayılabilir. Besni İlçesinin 6 km. kuzeydoğusunda yer alan Besni İçmesinin suyu böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihaplarında faydalıdır.

Çelikhan
Adıyaman’ın kuzeyinde yeralan ilçenin Korucak köyünde bulunan içme suyu birçok hastalığa deva olup, şifalı bir su olarak her yıl birçok kişi gelmektedir.

Gerger
 
Adıyaman’ın 100 km kuzeydoğusunda yeralan Gerger ilçesi, İ.Ö. II. yüzyılda Kommageneliler’in atası olan Arsames tarafından kurulan Gerger Kalesi ile anılmaktadır.

Kahta

İlin 34 km. doğusunda yer alan doğu ve güneydoğu sınırları boyunca Fırat nehri uzanır. İlin en büyük ilçesi olan Kahta, Nemrut Dağı Tümülüsü ve Tanrı heykelleri ile yaratıcısı Kommagene Uygarlığı eserlerinin büyük bölümünü ilçe sınırlarında barındırır. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen Nemrut Dağı’na gelenlerin durak ve konaklama noktasıdır.

Samsat

Üç tarafı Atatürk Barajı gölü sularıyla çevrili bir yarım ada şeklindeki Samsat Adıyaman’a 47 km uzaklıktadır. Yapılan arkeoloji araştırma ve kazılarda eski Samsat ve civarında tarihi saraylar, Su kemerleri, Kaleler ve kıymetli eşyalar bulunmuştur.


Gölbaşı
 
Adıyaman’ a 63 Km uzaklıkta olan Gölbaşı İlçesi Adıyaman'ın batısında yer alır. Kuzeyinde Malatya, doğusunda Besni ve Tut İlçeleri, güneyinde Gaziantep, batısında Kahramanmaraş ili ile çevrilidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 860 metre civarındadır. Gölbaşı ilçe olmadan önce bağlı olduğu Besni ile beraber 1933 yılına kadar Gaziantep`e, 1933 yılından 1954 yılına kadar ise Malatya iline bağlı kalmıştır.(Kurulduğunda Çataltepe Köyü'ne bağlı olduğundan; Pazarcık ilçesi aracılığıyla Kahramanmaraş'a da bağlı kalmıştır) 1958 yılında 700 nüfusu ile ilçe olmuş ve hızla gelişerek bugün merkez nüfusu 40000’e ulaşmıştır. Gölbaşı İlçesi Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesini , Akdeniz'e bağlayan Devlet Karayolu ile Devlet Demir yollarının geçtiği bir güzergahta kurulduğundan, Malatya, Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerini birbirine bağlayan bir kavşak konumundadır.
Sincik
 
İlçenin başlıca kültürlerinin yanı sıra sanatsal kültürleri gelişmiş ve oldukça mana kazanmıştı. Sincik’in yeni yeni yetiştirdiği genç sanatçı ve ozanlar Türkiye’nin dört köşesinde Sincik’in namı ve manasını büyütmektelerdir. İlçe ekseri olarak akrabadır. Sincik'in hane halkının büyük bölümü Reşi aşiretinin Karaçur koluna bağlıdır. İlçe Sincik’in merkez konumu Karaman Mahallesi (Avbi) dir. İlçede çiğköfte günleri olur ve Sinciklilerin birbiriyle kaynaşmasını sağlar. İstanbul başta olmak üzere birçok yerde çiğköfte dükkânları açılmıştır. Bu dükkânlar Adıyaman’a artı bir değer katmıştır.


Tut
Adıyaman şehir merkezine 60 km uzaklıktadır. Adıyaman'ın kuzey batısında, Güney Doğu Torosların bir uzantısı olan Hacı Mehmet Dağı’nın eteklerinde, "yeşillikler beldesi" olarak bilinen bir ilçedir. Yolu dağlar arasından gittiğinden oldukça virajlıdır.
NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Adıyaman’a karayolu ile Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Kahramanmaraş ve Diyarbakır olmak üzere beş güzergahtan gidilir. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi tam bir kavşak yeri olup, Malatya Kahramanmaraş – Gaziantep karayolu ulaşımı Gölbaşı üzerinden sağlanır.
Demiryolu: Demiryolu ulaşımı da Gölbaşı ilçesinden yapılmakta olup, Malatya – Fevzi Paşa demiryolu bu İlçeden geçmektedir.
Havayolu: Adıyaman Havalimanından tarifeli uçak seferleri bulunmaktadır.
Baraj Ulaşımı: Adıyaman’dan geçen, Şanlıurfa, Diyarbakır dahil Güneydoğu illerini birbirine bağlayan karayolu, Gerger İlçesine bağlı Güzelsu köyündeki feribot seferleri ile Şanlıurfa ve Siverek İlçesi’ne bağlanır.

ADIYAMAN’IN TÜRKİYE TURİZMİNDEKİ YERİ

Çok sayıda doğal,tarihi ve kültürel değerlere sahiptir. Dicle ve Fırat nehirleri arasında kurulan ilimiz, çok eski çağlardan beri tarihi bir merkez olagelmiştir. Palanlı Mağarasındaki resimler tarihi M.Ö 40000 yılına kadar uzanan buluntular mevcuttur. Giritille ve Samsat Höyüklerinde Neolitik ve Kalkilitik çağlara ait izler bulunmuştur. Hititlerden
Kommagenelere ve arasında Selçuklulardan Osmanlılara el değiştiren ilimiz tarihin her döneminde uygarlıklara sahne olmuştur. Dünyanın 8. harikası olarak da adlandırılan Nemrut Dağı,2150 m. yüksekliğine uzanan zirvesi, devasa heykelleri ve ilginç yapısıyla kendine özgü bir güzellik sunar.

Zirvsinde Kommagene Krallarından biri olan, I. Antiochos’un mezarı bulunur.
Nemrut Dağı, aynı zamanda Krallığın dinsel merkezdir. Kaya parçalarının bir araya getirilmesi ile yapılmış olan dev taş heykellerin bulunduğu teraslarla çevrilidir. Aresmia’nın (Eski Kale) eteğinde Kommagene Kralı Mithradetes’i selalaya harika bir Herkül rölyefi bulunmaktadır. Yine burada Kommagene Krallığına ait kalıntılar vardır.

Tarihin bilinen ilk köprülerinden biri Cendere Köprüsü de ilimiz sınırları içinde yer almaktadır.
Özellikle Kommagene Kralığı döneminden kalan eserler [(Nemrut Dağı, Arsemia (Eski Kale), Karakuş Höyüğü, Cendere Köprüsü) yerli ve yabancı turistler için bir cazibe merkezidir. Nemrut’ta gündoğumu ve günbatımı ayrı bir güzellik taşımaktadır.

KONAKLAMA TESİSLERİ

Turizm Bakanlığından İşletme belgesine sahip 20 adet tesisin yanısıra, İl ve ilçelerde ayrıca belediye belgeli 30 adet tesis mevcut olup, 645 oda ve 785 yatak pastelidir.

EĞLENCE VE MESİRE YERLERİ

Adıyaman Kalesi günümüzde Belediye tarafından dinlenme parkı haline dönüştürülen kale, orman manzarası ile bütünleşerek daha da güzel bir görünüm kazanmıştır.

Gölbaşı Tatil Köyü Özel İdare Müdürlüğü tarafından özel teşebbüse kiralanan bu tatil köyü içerisinde günlük dinlenmenin yanı sıra sezonluk olarak da halkımıza haftalarca kalma imkanı sağlamaktadır. Şirin evleri, güzel manzarası ve yüzme havuzuyla halkımızın dinlendiği ve hoşça vakit geçirdiği yerlerdendir.
Gölbaşı Gölleri gölbaşı, Azaplı ve İnekli gölleri kıyılarının doğu kesimleri ağaçlık ve gölgeli yerler olduğundan mesire yeri olarak yararlanılmaktadır.
Değirmenli Gölbaşı-Malatya Karayolunda Göksu ırmağı boyunca akarsuyun yer yer çağlayanlar oluşturduğu ağaçlık bir alandır.
Değirmen Çayı(Su Gözü) eski Besni’nin 10 Km. Güneyinde Sofraz Çayının doğduğu, ağaçlık ve sarp kayalardan oluşan güzel bir yerdir.
Örenli(Pirin) Antik Perre şehri yakınında bulunan Örenli Köyündeki bir bölge, sit alanı özelliğinden dolayı koruma altına alınmıştır. Güzel bir içme suyu kaynağına da sahip olan alan, günümüzde mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Beşpınar İlin 4 Km. Doğusunda Ziyaret Çayı kenarında Kahat yolu üzerinde beş ayrı pınarın bulunduğu, halkımızın en fazla uğradığı bu yer, Özel İdare Müdürlüğünce düzenlenerek özel teşebbüse kiralanmıştır.
Adıyaman Şehir Parkı 1994 yapımı tamamlanarak hizmete açılmıştır. Kafeterya, düğün salonu, çocuk parkı ve açık gezinti alanı ile halka hizmet vermektedir.
İçmeler İlimiz sağlık turizmi açısından önemli üç adet içmeye sahiptir.
Kotur İçmesi Adıyaman’a 25 Km. uzaklıkta ve Kuzey Batısındadır. Akçalı Köyüne 5 Km. mesafede şifalı bir soğuk su içmesidir. Bu su bazı mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir.
Besni İçmesi (Çömrük Çeşmesi) İl merkezinin 48 Km. Batı istikametinde Besni İlçesinin 6 Km. Kuzeydoğusundadır. Bu içmenin suyu böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihaplarına iyi gelmektedir.
Çelikhan İçmesi İlçenin 23 Km. Kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Bu içmenin mide, bağırsak, karaciğer safra kesesi hastalıkları ile böbrek taşı, gut, şişmanlık ve diyabette kullanılması büyük ölçüde faydalıdır.
Nemrut Dağı Milli Parkı Doğu ve Batı Medeniyetlerinin, 2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci harikası Nemrut, Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır. Nemrut Dağı, üzerinde barındırdığı dev heykellerin ve anıt mezarın yanı sıra, dünyanın en muhteşem gündoğumu ve gün batışının seyredilebildiği yer olmasıyla da ilgi çekmektedir. Her yıl binlerce insan gündoğumu ve gün batışını seyretmek için Nemrut Dağına gelmektedir. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak ilan edilen Nemrut Dağı, çevresindeki Kommagene Uygarlığı eserleri ile birlikte ülkenin önemli Milli Parklarından biridir. Nemrut Dağındaki dev heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale, Karakuş Tepesi ve Cendere Köprüsü Milli Park sınırları içerisinde yer alıyor.

Tarihi yerleri:

İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını 2150 m. yükseklikte izleyen dev heykellerin sırrının çözülmesi için Kommagene Uygarlığı’nın keşfine gitmek gerekir. Nemrut Dağı’nın Kraliyet Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip, Nemrut Dağı’nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışır. Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen Punchstein, bu eserlerin Kommagene Uygarlığı’na ait olduğunu ve Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırıldığını keşfeder. Antiochos’un ağzından yazılan kitabe, Nemrut Dağı’nın sırrını ve Antiochos’un yasalarını içermektedir. Kommagene Uygarlığının ortaya çıkmasını sağlayan kazılar, Nemrut Dağı’ndan başka Arsameia, Samsat ve Fırat Havzasında gerçekleştirilmiştir. Bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde, geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde korumaya alınmıştır.
Kommagene Krallığı Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene, ismiyle bağdaşırcasına, Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır. Toros Dağlarındaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığı, Suriye’nin Kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’nin çevrelediği verimli topraklarda yer almıştır. Tarıma ve hayvancılığa elverişli ve ekonomik
önemi yüksek sedir ağacı ormanlarını barındıran Kommagene topraklarının, ilk çağlardan beri yerleşim alanı olarak kullanıldığı civardaki mağara ve arkeolojik buluntulardan anlaşılmaktadır.
Antik dünyanın küçük ancak güçlü ülkesi Kommagene, baba tarafı Pers Krallarından “Krallar Kralı olarak anılan Darius’a ile, anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu Mithradates Kallinikos tarafından, İ.Ö. 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur. Farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip Kommageneliler arasındaki birliği sağlamak konusunda büyük başarı sağlayan Mithradates Kallinikos, tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusunu barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmıştır.
            
                                       ARSAMEİA ÖREN YERİ
   

ARSAMEİA ÖREN YERİ (Nymphaios Arsameia’sı)

Kral 1. Antiochos kitabelerinde söz edildiğine göre, Arsameia İ.Ö. 2. Yüzyılın başlarında Kommagene’lerin atası Arsemia tarafından Kahta çayının doğusunda Eski Kahta kalesinin karşısında kurulmuş Krallığın yazlık başkenti ve idare merkezidir. Güneydeki tören yolunda Mitras’ın kabartma steli, ayin platformu üzerinde Antiochos-Herakles tokalaşma steli ve bunun önünde Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe yazıtı bulunmaktadır. Yazıtın bulunduğu yerden başlayan 158 m. derine inen bir tünel ile yazıtın batısında benzer bir kaya dehlizi de dikkati çekmektedir.
Tepe üzerindeki platformda Mithridathes Callinichos’un mezar tapınağı ve sarayı yer almaktadır. Yapılan saray kazılarında çok sayıda heykel parçası, bir kraliçe ve Antiochos başı bulunmuştur. Arsameia ören yeri, Adıyaman’a 60 km. uzaklıktadır.
 
           
                                                    YENİ KALE

           

YENİ KALE

Adıyaman’a 60 km. uzaklıkta Kocahisar köyü yakınındadır. Kommagene’ler tarafından inşa edilen Yeni Kale, karşıdaki Arsemeia ile birlikte kullanılmıştır. Romalılar ve ardından Memluklular tarafından restore edilen Kale en son 1970’lerde Dörner tarafından kısmen onarılmıştır. Kale içinde çarşı, cami, zindan, su yolları, güvercinlik kalıntıları ve kitabeler bulunmaktadır. Kale’den Nymphois’e inen su yolu bir tünelle Arsameia’ya başlanmıştır. 80 metreyi bulan bu yolla halen suya ulaşmak mümkündür.

                   
                                                             DERİK KALESİ
             

DERİK KALESİ

Cendere Köprüsünden sonra Sincik yolu üzerindeki Datgeli köyünün yakınlarındaki 1400 m. rakımlı bir bulunan tepenin üzerine kurulmuştur. İ.S. 70’lerde Romalılar tarafından inşa edildiği ve 300’lere kullanıldığı tahmin edilen, içerisinde büyük bir tapınak bulunan bölgenin kutsal alanı kabul edilen kalenin hemen yakınında Kommagene döneminde inşa edilen Temenos kalıntıları bulunmaktadır.
 
    
                                                 GERGER KALESİ
    

GERGER KALESİ
(FIRAT ARSAMEİA’SI)

Adıyaman’ın Kahta İlçesine 85 km. uzaklıkta bulunan, tarihi Geç Hitit dönemine dayanan kale, Fırat Nehrinin batı yakasında yer almaktadır. İ.Ö. II. Yüzyılda Kommagenelilerin atası olan Arsames tarafından kurulmuştur. Sarp kayalar üzerine, Aşağı ve Yukarı Kale olmak üzere iki bölümde inşa edilen Gerger Kalesi’nin batı surlarında Kral Samos’a ait bir kabartma bulunmaktadır. İslami dönemde de kullanılan kale içerisinde cami, dükkanlar ve su sarnıçları bulunmaktadır.

             
                                              PERRE ANTİK KENTİ
      

PERRE ANTİK KENTİ

Adıyaman kent merkezine 5 km. uzaklıkta, Kuyucak köyü yolu üzerindeki Pirin köyündeki kalıntılar ve 200 civarındaki kaya mezarı da bu yerleşim yerine aittir. Antik çağdan kalan bu nekropol ve çevresi Kommageneliler döneminde önemli bir yerleşim merkezi olmakla birlikte, Romalılar döneminde en parlak devrini yaşamış bir kenttir. Girişleri kabartmalarla süslenmiş mezar odaları arasında irtibatı sağlayan geçişler bulunmaktadır. Kayalar içerisinde oyulmuş bu mezar odaları içerisinde lahitler de yer alır.

KAYA MEZARLARI VE MAĞARALAR

               
                                                
HAYDARAN KAYA MEZARLARI
         
HAYDARAN KAYA MEZARLARI

Adıyaman’ın 17 km. kuzeyinde Taşgedik Köyü sınırları içinde yeralır. Kaya mezarlar ve Güneş Tanrısı Hellias ile Kral Antiochos’un tokalaşma kabartmaları vardır.

            
                                                TURUŞ KAYA MEZARLARI
             
TURUŞ KAYA MEZARLARI

Adıyaman il merkezine 40 km. uzaklıkta ve Adıyaman-Şanlıurfa karayolunun 1 km. batısında yer alan Turuş Kaya Mezarları Roma Dönemine aittir. Mezarlar zeminden aşağıya doğru ana kaya oyularak yapıldığından mezarların girişine aşağıya doğru inen 10-13 basamaktan sonra ulaşılır. Bazılarının duvar ve kapı girişlerinde çeşitli figürlerde kabartmalar bulunmaktadır.

         
                                                                 DOLMENLER
          

DOLMENLER

Dikilitaşın kuzeyindeki kayalık alanlarda, Aşağıhozişi köyü yakınlarında Dolmen tipi mezarlar bulunmaktadır. Sala benzeyen iki büyük kayanın birbirine çatılması ile yapılan bu mezarların Taş Devri insanlarından kaldığı tahmin edilmektedir.

 
         
                                                     ZEY
       

ZEY

Adıyaman’a 7 km. mesafede, Zey Köyü yakınında, erken dönem hiristiyanların yaşadığı yerleşim birimleri bulunmaktadır. Köyde ayrıca Şeyh Abdurrahman Erzincani’ye ait bir türbe ve cami yer alır.

 
      
                                          GÖKSU MAĞARALARI
         
GÖKSU MAĞARALARI

Göksu ırmağı boyunca yer alan 40 – 50 m. yükseklikteki sarp kayalıklar üzerinde doğal mağaralar bulunmaktadır. Besni tarafında Kızılin ve Sarıkaya Köyleri ile Adıyaman tarafında Gümüş Kaya ve Mal Pınarı civarında yoğunlaşmıştır. Bu mağaralar aynı zamanda tarihi nitelik taşımaktadır.

        
                                                 PALANLI MAĞARASI
             
PALANLI MAĞARASI

Adıyaman’ın 10 km. kuzeyinde Adıyaman – Çelikhan – Malatya karayolunun üzerinde Palanlı köyü sınırları içerisindedir. M.Ö. 40.000 yıllarında kullanılmış doğal bir mağaradır. Duvarında bulunan ve halen fark edilebilen geyik figürü yalın kontur çizgilerle oluşturulmuştur. Mağara arkeolojik alanı olarak tescillidir. Mağaranın yer aldığı derin vadi ise ender bulunur bir doğa parçası olup, sık bir vejetasyona sahiptir.

            
                                                         KİTAP MAĞARASI
                 
KİTAP MAĞARASI

Kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş Demir Kale 1 adıyla anılan, ikişer katlı erken dönem Hristiyanların yaşadığı yerleşim birimleri bulunmaktadır. Mağaralara İndere köyü (Zey) içinden yaya olarak gidilmektedir.

              
                                GÜMÜŞKAYA (PALAŞ) MAĞARALARI
             
GÜMÜŞKAYA (PALAŞ) MAĞARALARI

Adıyaman ilinin 40 km. güneybatısında Göksu nehri kenarında aynı adla anılan köyün batısında kayalardan oyma tünel şeklinde birbirleri ile bağlantılı çok sayıda mağaralar yer almaktadır. Tarihte konut olarak kullanılan bu mağaraların İ.Ö. 150 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Balkonlara, bölmeli odalara ve kuyulara sahip bu mağaralara sadece bir insanın geçebileceği dar bir yolla ulaşılmaktadır.

MERKEZDEKİ CAMİ VE KİLİSELER

Ulu Camii : Adıyaman’ın en büyük camisidir. 1863 yılında eski camii yerine yapılmıştır. 1902 yılında Mehmet Fevzi Efendi tarafından onarılmıştır. Kesme taşlarla yapılmış olan caminin son cemaat yeri 4 köşeli, 4 sütun üzerine 5 tonuzle örtülüdür. Tek şerefeli minaresinde H. 1213 (M.1798) ve H.1271 (M.1854) tarihli iki eski yazıt vardır. 3 kapılı olan caminin iki kapısı cevizden olup, H.1320 (M.1902) tarihini taşımaktadır. Bir rivayete göre, Kahramanmaraş ta hüküm süren Dulkadiroğlularından Alâüddevle tarafından yaptırılmıştır.
Çarşı Camii : Diğer adı Hacı Abdulgani olan eser 1557 yılında Hacı Abdulgani Efendi tarafından yaptırılmıştır. 1640 yılında Hacı Mehmet Rızaullah tarafından onarılan camii 1910 (Vakıflar idaresince), 1957 ve 1982 yıllarında tekrar onarımlar görmüştür. Beyaz Küfeki taşından yapılmıştır.
Kab Camii : Kab mahallesindedir. 1768 yılında yapılmıştır. 1923 yılında büyük bir onarım görmüştür. Kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri iki sütunludur. Kuzey kapısı üzerinde H. 1182 (M.1768) tarihli yapım ve Batı kapısı üzerinde H. 1342 (M.1923) tarihli onarım yazıtları yer alır. Minaresi tek şerefelidir. Yazlık kısmı Kuzey köşesinde ayrı olarak yapılmıştır. 1934 yılında minaresi yıldırım düşmesi sonucu yıkılmış ve tekrar yapılmıştır.
Musalla Camii : Musalla Mahallesindedir. Bu caminin minaresi H.1308 (M.1890) yılında bir depremde yıkılmış daha sonra cezaevi olarak kullanılmıştır. Vakıflar idaresince yeniden cami olarak restore edilerek, ibadete açılmıştır.
St.Paul Kilisesi : Adıyaman Merkez Mara Mahallesindedir. 1905 tarihli kilise yazıtlarından binanın bir hayli eski olduğu anlaşılmaktadır.. St.Paul ismiyle anılan bir Süryani kilisesi olup, tescilli bir yapıdır. Bugün için küçük bir Süryani cemaati tarafından kullanılmaktadır.

 
MERKEZE BAĞLI TÜRBE YERLERİ VE İÇMELER

Abuzer Gaffari Türbesi :

Adıyaman’ın 5 km. doğusunda ziyaret köyündedir. Kapısındaki yazıt H.1136 tarihlidir. Bağdat seferi dönüşünde IV. Murat’ın buyruğuyla yaptırılmıştır.

Mahmut El Ensari Türbesi :
Adıyaman’ın 7 km. doğusunda Elif köyü civarında Ali Dağı üzerindedir. 1126 tarihli bir onarım kitabesi bulunmaktadır. IV. Murat tarafından yaptırıldığı söylenmektedir.

Şeyh Abdurrahman Erzincani Türbesi :

Adıyaman’ın 7 km. kuzeyinde Zey (İndere) köyündedir. Kendisini ziyaret eden akıl ve sinir hastalarının şifa bulduğuna inanılmaktadır. Rivayetlere göre türbe Osmanlı padişahı IV. Murat tarafından yaptırılmıştır. Türbenin içinde aslen Erzincanlı olup sonra Adıyaman’a yerleşen Şeyh Abdurrahman Erzincani ile Eşi ve kızının sandukası vardır.

Zeynel Abidin Türbesi :

Adıyaman’ın 15 km. doğusunda bulunan türbenin Hz. Ali’nin soyundan torunu Zeynel Abidin’e ait olduğu bilinmektedir.


Çıplak Baba Türbesi :

Adıyaman’a 22 km. mesafede, Adıyaman-Kahta yol güzergahında Adıyaman Havaalanı güneyinde yer almaktadır.

Hacı Ali Bey Türbesi :

Besni İlçesi Sofraz köyünde olan türbe çevre halkı tarafından ziyaret edilen türbelerden biridir.

Hacı Yusuf Türbesi :

Kahta İlçesi Hacı Yusuf Köyündedir. Nakşibendi ulularından olup 1260 yılında vefat eden bir zata aittir.

Çelikhan İçmesi :

Çelikhan İlçesi’nin 23 km. kuzeydoğusundadır. Bu kaynağın mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, hastalıklarıyla böbrek taşı ve sağlıklı zayıflama için faydalıdır.

Besni İçmesi :

Besni İlçesinin 6 km. kuzeydoğusundadır. Bu içmenin suyu böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihapları tedavisinde olumlu neticeler alınmıştır.

Kotur İçmesi :

Adıyaman’a 25 km. uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Akçalı köyüne 5 km. mesafede şifalı bir soğuk su içmesidir. Bu su bazı mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir.

Adıyaman ili merkezi Orta Fırat bölümü içinde yer alır. Kuzeyde bulunan Çelikhan ile Gerger ilçesinin bir kısmı Doğu Anadolu Bölgesine, Batıda bulunan Gölbaşı ile Besni ilçesinin bir kısmı ise Akdeniz Bölgesine dahil edilmiştir.

 
ADIYAMAN İLİNİN COĞRAFİ YAPISI

Adıyaman ilinin Kuzeyinde Malatya ili (Pütürge, Yeşilyurt ve Doğanşehir ilçesi), Batıda Kahramanmaraş ili (Merkez ile Pazarcık ilçesi), Güneybatıda Gaziantep (Araban ilçesi), Güneydoğuda Şanlıurfa ili (Siverek, Hilvan, Bozova ve Halfeti ilçeleri), Doğuda ise Diyarbakır ili (Çermik ile Çüngüş ilçesi) bulunmaktadır. Merkez ilçe dahil 9 ilçesi ile 406
köyü vardır. İlçeleri Merkez, Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kahta, Samsat, Sincik ve Tut ilçeleridir. Adıyaman ili 370 25′ ile 380 11′ kuzey enlemi, 370 ve 390 doğu boylamı arasında yer alır. Adıyaman ilinin yüzölçümü 7 614 km2 , göller ile 7.871 km2 olup, rakımı 669 m dir.

Eski coğrafyacı ve tarihçilere göre: Güneyde Arap Yarımadasından, Kuzeyde Toros sıradağlarına doğru uzanan Arap çöllerinin sona erdiği yerde, Toros sıra dağlarının eteklerinde verimli topraklar yer almaktadır. Arap çöllerini kuzeyden bir ay gibi saran bu topraklara binlerce yıldan beri (Verimli Ay (Hilal) adı verilmiştir. Ortadoğu Ülkelerinin
merkezinde yer alan cerimli Ay (Hilal) topraklarında Asya, Avrupa ve Afrika kıt’ alarından gelen ana kara yolları birbirlerini kesmektedir. Tarih boyunca Verimli Ay (Hilal) bölgesi ana ticaret yollarının kavşak noktalarında, büyük ticaret ve sanayi şehirleri doğmuş, büyümüş, yıkılmış ve yerlerine yenileri kurulmuştur. Verimli Ay (Hilal) bölgesinin bir parçası sayılan Orta Fırat Bölümünün illerinde olan Adıyaman şehri, Cerimli Ay (Hilal) bölgesinin en üst sınırını oluşturmaktadır. Adıyaman ili uygun coğrafi özellikleri dolayısıyla ile tarihin her döneminde insanların yaşamayı tercih ettikleri bir yerleşim bölgesi olmuştur.

Adıyaman ‘in Kuzey kesimi torosların uzantısı olan Malatya dağları ile çevrilidir. Çelikhan, Gerger ve Tut İlçelerinin
arazilerinin çoğu dağlıktır.

İlin belli başlı dağları; Akdağ, Dibek, Ulubaba, Gördük, Nemrut, Bozdağ ve Karadağdır. Güneye inildikçe ova nitelikli araziler başlar. Kahta, Samsat, Keysun ve Pınarbaşı ovaları ilin önemli ovalarıdır.
Bu coğrafi yapı içerisinde Adıyaman ilinin : Deniz seviyesinden yüksekliği 669 metredir. İl sınırları içerisindeki alan 7.614 km.2dir. Merkez ilçenin alanı ise 1.702. km.2dir.
Adıyaman ili Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında köprü vazifesi gören bir şehirdir. Hatta kısmen Akdeniz Bölgesinin özelliklerini de taşır. Bu nedenle bitki örtüsü de bu üç bölgenin özelliklerini taşımaktadır. Yüksek rakımlı yerler genelde meşe ağaçları ile kaplanmış olmakla birlikte, su ve toprak erozyonu nedeni ile çıplak hale gelmiş araziler de mevcuttur. Yaz mevsiminin uzun ve kurak geçmesi dolayısıyla orman içi bitki örtüsü yok denecek kadar azdır. Tarım yapılmayan alanlar çayır, mera, yabani ağaçlar ve makilerle kaplıdır. Sazlık, bataklık alanlarda suyu seven bitki türlerine rastlanmaktadır. Rakım yükseldikçe ağaç türleri değişmekte kimi bölgelerde meşeliklere rastlamak mümkün olmaktadır. Doğan, şahin, baykuş, keklik gibi yabani kuş türleri yanında tavşan, tilki, çakal gibi yaban hayvanları da Adıyaman il sınırları içerisinde yaşama alanlarına sahiptirler.
Fırat Nehri İlin en önemli akarsuyudur. Şanlıurfa ve Diyarbakır illeri ile sınırı oluşturur. İl içindeki uzunluğu 180 km. dir. Kâhta, Kalburcu ve Göksu Çayları nehrin başlıca kollarıdır. Diğer akarsuları ise şunlardır; Sofraz Çayı, Ziyaret Çayı, Çakal Çayı, Kalburcu Çayı, Eğri Çayı, Besni Akdere Çayı, Şepker Çayı, Çat Deresi, Gürlevik Deresi ve Halya Deresi ile Gölbaşı, İnekli, Azaplı ve Abdulharap gölleri ilin diğer su kaynaklarıdır.
Kahta Çayı: Çelikhan yöresindeki Bulam, Abdülharap ve Recep sularını toplayıp Cendere Köprüsünden geçtikten sonra Eski Kahta ve Alut Arazisinde biriken dağ sularını da alarak Fırat Nehri’ne karışır (45.5 km).
Göksu Çayı: Kahramanmaraş ili sınırlarından çıkar. Erkenek, Tut.ve Akdere civarından geçer. Sofraz suyunu da aldıktan sonra Gümüşkaya’nın batısında Fırat Nehrine karışır. İI sınırlan içindeki uzunluğu 90 km. ‘dir.
Sofraz Çayı: Besni ilçesi Toklu Köyü civarından çıkar. Hacıhalil Köyü yakınlarında Keysun Suyu’nu alarak Akdere
civarında Göksu Çayı’na karışır. İl sınırları içindeki uzunluğu 51 km.’dir.

Ziyaret Çayı: Kaynağını Cebel ve Zey Köyleri sularından alarak ipekli Köyü civarında Atatürk Barajı Gölü’ne karışır.
Adıyaman ilinin önemli sayılacak diğer akarsuları ise şunlardır: Çakal Çayı (37.5 km.) Kalburcu Çayı, Eğriçay (32 km.}, Besni Akdere Çayı (59 km.) Keysun Çayı (45 km..), Birimşe Çayı (35 km.), Şepker Çayı, Çat Deresi, Gürlevik Deresi ve Halya Deresi (41 km.)
İlde dört doğal, bir de yapay olmak üzere beş adet göl vardır. Bunlar Gölbaşı, İnekli, Azaplı ve Abdulharap doğal gölleri ile Atatürk Barajı suni gölüdür.
Gölbaşı Gölü: 2.19 km2 yüzölçümünde olan bu göl, Gölbaşı ilçesi Belediye sınırları içerisinde yer almaktadır. Çevresinde turistik tesisler bulunan gölde balık üretimi de yapılmaktadır.
İnekli Gölü: Yüzölçümü 1.09 km2 dir. Yağışların fazla olduğu dönemlerde Gölbaşı ve Azaplı Gölleri ile doğal olarak açılan kanallarla birbirine bağlanırlar.
Azaplı Gölü: ilçenin batısında bulunan bu gölün yüzölçümü 2.72 km2 dir. Kışın sularının artması nedeniyle çoğu kez Gölbaşı Gölü ile birleşik bir görünüm arz eder.
Abdülharap Gölü: Çelikhan ilçesinin 3 km. kuzeyinde yer alan gölün yüzölçümü 5 km2 dir. Yüzeyi yoğun olarak saz ve otlarla kaplanmış olan bu göl. Çat Barajı’nın tamamlanması halinde, baraj göl sahası içinde kalacaktır.
Atatürk Barajı Gölü: Güney Doğu Anadolu Projesi’nin (GAP) uygulamaya konulmasıyla oluşan bir göl olup Adıyaman ve Şanlıurfa illeri arasında geniş bir alanı kaplar. Bölgenin sulama suyu ve balık üretiminin temini açısından son derece önemli bir göldür. Rezervuar sahası 81.700 hektardır.
Çamgazi Barajı Gölü: Adıyaman merkez ilçeye bağlı Atatürk Barajı yolu üzerindedir. Baraj gövdesi zonlu toprak dolgu tipinde yapılmakta olup sulama amaçlı inşa edilmektedir. Sulama alanı 6536 hektardır.
Çat Barajı Gölü: Güney Doğu Anadolu Projesi’nin (GAP) uygulamaya konulmasıyla oluşan göl olup Adıyaman-Çelikhan Abdulharap Gölü üzerindedir. Sulama amaçlı kullanılan baraj gölü 14.481 hektarlık alanı kaplar.
Göletler: Adıyaman ili gölet inşası bakımından yeterli su potansiyeline sahiptir. Bu nedenle mevcut göletlerin yanısıra çoğunluğu GAP Projesi çerçevesinde olmak üzere bir çok gölet inşa halindedir. Bazı göletler de planlama aşamasındadır. Bunlara ait özet bilgiler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Kuzey kesimi, Torosların uzantısı olan Malatya Dağları ile kaplıdır. Güneye inildikçe yükselti azalır ve tamamıyla ova nitelikli araziler başlar. Çelikhan, Tut ve Gerger ilçelerinin tamamına yakını dağlık bölge özelliğini taşır.
Merkez, Besni ve Kahta ilçelerinin kuzey kesimleri dağlık, güney kesimleri ova şeklindedir. Samsat ilçesi ise ilin en
düz arazilerine sahiptir.

 
İlin belli başlı dağlan ve yükseklikleri
 
                          Akdağ 2551 metre                         Dibek 2549 metre
 
 Ulubaba 2533 metre                               Gördük 2206 metre
 
 Nemrut 2150 metre                                  Borik 2110 metre
 
        Bozdağ 1200 metre                                Karadağ 1115 metre


Adıyaman’ı doğudan batıya doğru bölen Anti Torosların kuzeyinde kalan dağlık bölgenin iklimi ile güneyinde kalan bölgenin iklimi birbirinden farklıdır. Güneyi, yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı; kuzeyi yazları kurak ve serin, kışları yağışlı ve soğuktur. Doğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri arasında köprü konumunda olan İlin iklimi, bu özelliği dolayısıyla bölgedeki diğer illerden farklıdır.
Atatürk Baraj Gölü alanının oluşmasından sonra, İlin ikliminde bir yumuşama ve nem oranında bir artış olmuştur. İlde hakim rüzgarlar kuzey, kuzeydoğu ve kuzeybatı istikametindedir.
Adıyaman ili, Kuzeyde yer alan son derece kıvrımlı Toros sıra dağları ile güneyde ise Gazi Antep ve Şanlı Urfa illerinin son derece düz alanları arasında yer alır. Tektonik intikal kuşağında bulunan Adıyaman ilinde, fazla kıvrımlara az ama geniş düzlüklere kuzey hariç çok rastlanır.
Adıyaman ili % 10′ dan az eğimlidir. Yer yer de % 10 25 arası ve % 25′ den daha fazla eğimli alanlara rastlanılmaktadır. Temel zemini olarak Germav Formasyonu ve Midyat kireçtaşının gözlendiği alanlarda eğimler % 10 25 arasındadır. Üst miyosen Yaşlı Tortulların kapladığı alanlarda eğimler genelde % 25 den fazladır. Eğimin % 25 den fazla alanlar, kaya düşme ve heyelana maruz alanlar olarak belirlenmiştir. Bu alanlarda eğimin % 10 dan daha az olduğu yerlerde, temel zemini açısından herhangi bir olumsuzluk içermemektedir. Pliyo-Kuvaterner yaşlı tortul örtüsünün kapladığı alanlar genelde % 10 dan az eğimlidir. Eğimin % 25”den fazla olduğu bir kısım alanda akma, kaya düşmesi ve heyelan oluşmaktadır. Bu alanlar dışında temel zemini ve topoğrafik eğim açısından olumsuzluk görülmektedir. Alüvyon ise temel zemini özelliğindedir. Ancak kaya düşmesi ve heyelana maruz yamaçları olan vadi tabanında (Eğri Çay vadisi) kalmaktadır. Bu nedenle bu birim heyelana maruz alan içinde gösterilmiştir. İl merkezi ve çevresi orta engebeli bir topoğrafya ya sahiptir. Genelde % 10′ dan daha az eğimlerden oluşan bir alan üzerine kurulmuştur.
Adıyaman ve çevresinde daha önce yapılmış çalışmalara göre, şu şekilde belirlenmiştir. En altta, Alt Kretase Yaşlı
Kireçtaşı bulunmaktadır. Bu kireçtaşları, yarı kristalize ve dolomitiktir. Bu oluşum, bölgenin kuzeyinde görülmekte ve çalışma alanının dışında kalmaktadır. Bu birim üzerinde Paleosen-Alt Eosen Yaşlı Germav Formasyonu yer alır. Tebeşirimsi marn ile temsil edilen bu formasyon üzerinde ise, Eosen Yaşlı Midyat Kireçtaşları bulunmaktadır. Midyat Kireçtaşları üzerinde ise, alanın güneyine doğru vadi yamaçlarında görülen Üst Miyosen Yaşlı Tortullar gelmektedir. Eğri Çay’ ın getirdiği malzemenin oluşturduğu Alüvyon bu akarsu boyunca yer almaktadır.
Germav Formasyonu, en yaşlı birimi olarak, Güneydoğu Anadolu’ da yaygın olarak görülmektedir. Paleosen-Alt Eosen yaşlı bu formasyon, marn ile temsil edilmektedir. Yüzeyde beyaz, sarımsı beyaz, taze yüzeyde yeşilimsi beyaz renkli tebeşirimsi haldedir.
Adıyaman ili, T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ nca yayınlanan Türkiye Deprem Haritası’ nda IV. Derece Deprem Bölgesi içinde kalmaktadır. Bu güne kadar tadil edilmiş Mercalli cetvellerine göre, en yüksek (7) şiddetinde deprem kaydedilmiştir. Tarihi kaynaklardan 1889′ da meydana gelen şiddetli depremde şehirde önemli tahribatın olduğunu, camilerin minarelerinin yıkıldığını öğreniyoruz. Son olarak 05/05/1986 tarihinde meydana gelen (5) şiddetindeki deprem ile bunu takiben 06/06/1986′ da meydana gelen (6) şiddetindeki depremde önemli miktarda hasar ve can kaybı meydana gelmiştir (İl genelinde 296′ sı ağır, 728′ i orta ve 1792′ si hafif olmak üzere 2186 konut hasar görmüştür). Kabaca WSW-ENE yönünde 100 km. kadar uzanan Adıyaman depresyonunun genişliği de 40-50 km. kadardır. Ortalama yükseltisinin 500-750 metreler arasında bulunduğu ve üzerinde Kâhta, Adıyaman, Akpınar, Bağpınar (Çalgan), Keysun (Çakırhöyük), Şambayat, Narince ve Kızlin(Beşyol) kentlerinin yer aldığı havzanın güneyinden Fırat akarsuyu geçmektedir. Fırat, havzanın doğusundaki Eosen arazisi içerisinde çok tipik gömük menderesler yaparak ve Samsat yakınlarında tipik örgülü drenaj şekli göstererek akmaktadır. Buna benzer taraçalar ovanın kuzeyindeki Kâhta Çayı vadisinde de mevcuttur. Depresyonun suları, Keysun, Göksu, Koruç, Kalbur, Cendere, Aksu dereleri vasıtası ile kuzeyden güneyde Fırat’a boşaltılmaktadır. Ova batısında, Gölbaşı ovasını Adıyaman ovasından ayıran ve Eosen-Oligosen formasyonlarından oluşmuş bulunan Kozdağ (Besni ilçesinin batısı) yer alır. Bunun temelinde ise, kuzey doğuya doğru. Kretase kalkerleri ve ofiolitler bulunur (Tut çevresi ve Akdağ). Ova kuzeyindeki yapı da hemen hemen aynıdır. Ancak, buradaki Tucak-Ulubabadağ (2587 m) volkanitlerden oluşmuştur. Bunların esasını andezitler teşkil eder. Ova doğusunda bulunan volkanitler ise, daha genç yaştaki bazaltlardır. Ova güneyi, altta yine Kretase yaşlı formasyonlardan ve bunların üzerine gelip geniş alanlar kaplayan Eosen yaşlı kalker ve marnlardan oluşmuştur. Bu arazi sık sık, dar bölgeli akışlar gösteren
bazaltik lavlarla örtülmüşlerdir. Şanlıurfa-Adıyaman arasındaki bu bazaltik volkan konileri tamamen buradaki NW-SE yönünde uzanan fayların üzerinde sıralanmışlardır (fisür volkanizması).
Depresyonun güneyi, üst Miyosen yaşlı ve bugün akarsularla çok parçalanmış olan kalker, marn, kumtaşı ve konglomeralı depolarla temsil edilmektedir. Bunların, daha önce bütün depresyonu işgal ettikleri, ovanın kenar kısımlarında parçalar halinde bulunmalarından anlaşılmaktadır. Depresyon dışında bu formasyonlara rastlanmaması, onun ilk çöküşünün üst Miyosen’ den önce olduğunu ortaya koymaktadır. Bu devreden sonra üst Miyosen depoları ile dolan ve bu depoların ağırlığı altında çöken havza, yapılan petrol sondajlarından elde edilen bilgilere göre daha da derinleşmiştir. Çökmeler, kuzeyde E-W, güney doğuda WNW-ESE yönlü faylar boyunca gerçekleşmiştir. Bunlardan, Adıyaman’ ın kuzeyinde bulunan Karadağ ve Kurucak fayları birbirlerine paralel olup, ovaya egemen olan, Karadağ güneyinde yer yer diklikleri ile temayüz eder. Bunun dışında, Adıyaman’ ın hemen doğusunda Eosen (Lütesiyen) yaşlı kalker ve marnlardan oluşmuş 804 m. Yüksekliğindeki Aldağ, bir horst şeklinde ova ortasında yer alır. Özellikle kuzeyindeki fay dikliği çok nettir ve bu fay içerisine Kuruçay deresi yerleşmiş durumdadır. Fay, NESW yönünde uzanmaktadır. Kahraman Maraş depresyonunun kuzey doğusunda yer alan ve NE-SW yönünde dar ve uzun bir koridor halinde uzanan ova (30-35 km. kadar uzunluğunda ve 4-5 km. kadar genişliğinde) oluşum bakımından oldukça ilginçtir ve Kahraman Maraş depresyonunun kısmen de olsa bir devamı
niteliğindedir. Nitekim, ovanın uzantısı, Kahramanmaraş depresyonunun oluşumunda rol oynayan fayların uzantılarına tamamen uymaktadır. Büyük bir ihtimalle, Kahramanmaraş depresyonunun güneyinden geçen fay burada da devam etmekte ve ovanın oluşumunda esas rolü oynamaktadır.

Doğudan Kozdağ, batıdan Öksüz dağı (1871 m.), kuzeyden Boruk dağı (2110 m.) ile sınırlanmış olan ova, güneyden Aksu vasıtası ile Kahramanmaraş depresyonuna açılmaktadır. Üzerinde Gölbaşı ilçesinin yer aldığı ovada başlıca, birbirleriyle bağlantılı olan 3 göl yer almaktadır. Ovanın suları, bu göllerden geçerek Kapı deresi ile Ceyhan’ ın bir kolu olan Aksu deresi vasıtası ile boşaltılmaktadır. Ova doğusu üst Kretase-Paleosen yaşlı kalker ve ofiolitlerden oluşmuştur. Kalkerler karstlaşmaya elverişli olup, içlerinde pek çok karstik şekil, özellikle dolinler oluşmuştur. Ova batısı ise, altta Eosen flişleri ile onların üzerine gelen orta Miyosen yaşlı kalker, kum ve kumtaşları ile temsil edilmektedir. Ova güneyinde ise, büyük bir ihtimalle post-Neojen yaşlı, güneye doğru genç tektonik hareketlerle çarpılmış bir aşınım sathı vardır. Satıh, tamamen üst Kretase formasyonları içeresinde gelişmiştir. Ova, doğudan faylanmış durumdadır. Ancak, bölgedeki karstlaşmanın da varlığı, ovanın oluşumunda sadece tektoniğin değil, her ikisinin de rolü olduğunu göstermektedir. Belki de, post-Neojen sathını deforme eden tektonik hareketlerin neden olduğu faylar, ovanın oluşumunda etkili rol oynamışlar ve böylece tektono-karstik oluk ortaya çıkmış, sonradan alüvyonlarla dolması ile de bugünkü Gölbaşı ovası oluşmuştur. Ovadaki göllerin varlığı ise, yeni çökmelerle ilgili olmalıdır.
 
NE YENİR?

Çiğ köfte, İçli Köfte, Basalla (ekşili köfte), Cılbır, Mercimekli Köfte, Pestil, Yapıştırma ve Hıtap, Adıyaman’ın ünlü yemek türlerinden bazılarıdır. İl merkezinde yöresel yemeklerin bulunduğu lokantalar mevcuttur. Kahta ilçesindeki Baraj Gölü kıyısında balık yenebilir. Nemrut Dağı yolu üzerindeki konaklama ve kafeteryalarda yeme-içme olanağı
mevcuttur.

 
Adıyaman’dan yemek tarifleri

         
                                         Adıyaman Çiğ Köftesi

Adıyaman Çiğ köftesi Malzemeleri :

  • 500 gr köftelik esmer bulgur
  • 350 gr özel olarak alınmış çiğ köftelik kıyma
  • 1 adet küçük boy soğan
  • 8-10 diş sarımsak
  • 3 yemek kaşığı domates salçası
  • 1,5 yemek kaşığı biber salçası-isot dan yapılmış acı olacak
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 çay kaşığı kimyon
  • 2 tatlı kaşığı yenibahar
  • 4 yemek kaşığı isot
  • 1 küçük demet maydanoz
  • 1 demet yeşil soğan
  • 1 çay bardağı zeytinyağı 
Hazırlanışı: Öncelikle çiğ köfte için isotu kasenin içerisine döküp üstüne zeytinyağını dökelim ve özünü alması için karıştıralım. Daha sonra soğan ve maydanozu ince ince doğrayalım başka bir kabın içerisine koyup kenara alalım. Bulgurumuzu çiğ köfte tepsimizin içerisine dökelim bir taraf dan sarımsağı ve soğanı doğrayalım ince ince çiğ köfte tepsisine kıymayı da koyalım ve doğradığımız soğan ve sarımsağı ekleyelim kıymanın yanına kalan tüm malzemeleri çiğ köfte tepsisine koyalım bulgura karışmayacak şekilde birbirine girene kadar iyice yoğuralım ve bulgura ekleyelim. 20 dakika kadar soğuralım kum gibi ufalanmaya başlayınca ¾ bardak suyumuzu ekleyelim yoğurma işlemine devam edelim suyu çekince isotlu zeytinyağı karışımını ekleyelim ve 20 dakika kadar daha yoğurma işlemine devam edelim çiğ köfte tepsimizi tutmaya başlayacaktır kıvamını alınca ve yeşil soğanı, maydanozu ekleyelim 5 dakika daha yoğuralım. Çiğ köfte yi tepside toparlayalım tepsimize yapıştıralım tepsimizi kaldırıyorsa çiğ köfte kıvamına gelmiştir. Afiyet Olsun..

   
      
                                              Adıyaman Tavası

Adıyaman Tavası Malzemeleri :

1.5 kg. koyun eti kuşbaşı

250 gr. çekilmiş kuyruk yağı

5 kg. domates

1.5 kg. patlıcan

250 gr. yeşilbiber

100 gr. sarımsak

Yeteri kadar tuz

Hazırlanışı: Domates ve patlıcanların kabuğu soyulur ve kuşbaşı doğranır. Tavaya doğranmış et konur, soyulmuş sarımsak etin üzerine serpilir, üzerine yeşil biber ve kuyruk yağı dizilir ve üzerine doğranmış patlıcanlar yerleştirilir, en üste domatesler konur ve fırına verilir. Piştikten sonra servis yapılır.
 
       
                                      Karıştırmalı Adıyaman Pilavı

Karıştırmalı Adıyaman Pilavı
Malzemeler:

1.5 kg. bulgur

500 gr. tereyağı

2 kg. doğranmış et (kavurma et)

100 gr. Salça

100 gr. Pul biber

50 gr. baharat

yeteri kadar tuz

Hazırlanışı: Et kavrulur, bir tencereye alınarak üzerine salça dökülür, biber ve baharat üzerine 1.5 litre su ilave
edilir. Kaynadıktan sonra bulgur eklenerek bir miktar kaynatılıp suyu çekildikten sonra servis yapılır.

 
        
                                                  Burma Tatlısı

Burma Tatlısı M
alzemeler:
 
1 kg. baklava unu

750 gr. Antep fıstığı

500 gr. tereyağı

35 gr. nişasta

3 kg. şeker

Hazırlanışı: Un hamur yapılıp 25 yumak halinde ayrılır, yumaklar yufka şeklinde açılır. Yufkalar tepsiye her yufka arasına fıstık serpilerek yerleştirilir. Tepside dilimlenir, üzerine yağ dökülerek fırına konur. Piştikten sonra üzerine şerbeti dökülür. Servis yapılır.

 
ADIYAMAN TÜRKÜLERİ
 
 
 
 
 
Dere Boyu Saz Olur (Hazal)

 Dere boyu saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben yarime gül demem
Gülün ömrü az olur

Hazal Hazal sen ettin dilimi lal
Hazal Hazal gel kırık gönlümü al

Dere boyu bahçalar
Yar oturmuş saz çalar
O yarin kaşı gözü
Ciğerimi parçalar

Hazal Hazal sen ettin dilimi lal
Hazal Hazal gel kırık gönlümü al

Dere boyu pıtırak
Minder getir oturak
Sen beni al ben seni
Bu sevdadan kurtulak

Hazal Hazal sen ettin dilimi lal
Hazal Hazal gel kırık gönlümü al

 
 Altın Yüzüğüm Kırıldı

Altın yüzüğüm kırıldı
Suya düştü su duruldu
Dediler yarim geliyor
İnce bellerim kırıldı

Tel tel tellerine
Kurban olam dillerine

Atımın da nalı yoktur
Üzerinde çulu yoktur
Gölbaşı'n da yolu yoktur
Git gelemem emmim kızı

Tel tel tellerine
Kurban olam dillerine

Altınlarım n'ol edeyim
Al hırkamı çul edeyim
Gölbaşı'nı yol edeyim
Ben gelemem emmim kızı

Tel tel tellerine
Kurban olam dülerine


Çukurova (Kurban Olam Toprağına)


 Kurban olam toprağına taşına
Verimli toprağın var Çukurova
Az rastlanır benzerine eşine
Gariplere mesken yer Çukurova

Fabrikalar duman duman tütüyor
Aşıkların bülbül olmuş ötüyor
Ürünün bol şu aleme yetiyor
Gönlümüze oldun yar Çukurova

Her yanın çevrilmiş denizler dağlar
Seyhan Ceyhan nehrin akıp da çağlar
Şeyh Muhyittin Arab' derde devalar
Eshab-ı Kehf sende sır Çukurova

Karacaoğlan'ın aşıklar piri
Dadaloğlu'nun başımda var yeri
Seninle övünür Aşık Kederi
Al beni bağrına sar Çukurova


Ağlarım (Garip Gurbet Elde)

 Garip gurbet elde perişan halde
Derbeder olmuşum gezer ağalarım
Defterim kalemim düşmüyor elde
Ben kendi derdimi yazar ağalarım

On altı yaşımda dert beni buldu
Gül yüzlü sevdiğim bir hayal oldu
Dost elinde gönül yanıp kavruldu
Derdin deryasında yüzer ağalarım

Kederi der ömrüm akıp gidiyor
Yar yarama tuzu ekip gidiyor
Bedenimde şimşek çakıp gidiyor
Perişan halime kızar ağalarım








Ay Doğar Aşar Gider


Ay doğar aşar gider
Kızlar Maraş'a gider
Bir elim yar koynunda
Bir elim boşa gider

Hora da gelin ne diyon
Hora da gelin ne diyon
Söylüyom söylemiyon
Daha da bana ne diyon

Karşıda koyun kuzu
Koyuna verin tuzu
Koyun neylesin tuzu
Bekara verin kızı

Hora da gelin ne diyon
Hora da gelin ne diyon
Söylüyom söylemiyon
Daha da bana ne diyon

Ay ışıktır ışıktır
Dam dama dolaşıktır
Çok nazlanma kaynana
Oğlun bana aşıktır

Hora da gelin ne diyon
Hora da gelin ne diyon
Söylüyom söylemiyon
Daha da bana ne diyon


Bir Mektup Yazdırdım

 Bir mektup yazdırdım Urfalı kızına
Zalimin kızı bakmaz yüzüme
Anam duyar ise vurur dizine

Uy nenni nenni
Askerim nenni
Esmerim nenni

Bir mektup yazdırdım bir ucu kara
Künyemiz geliyor karakollara
Anam duyar ise düşer yollara

Uy nenni nenni
Askerim nenni
Esmerim nenni

Evlerinin önü mermer döşeli
Doktorlar geliyor eli şişeli
Üç gün oldu ben bu aşka düşeli

Uy nenni nenni
Askerim nenni
Esmerim nenni








 Çekme Halay Başını

Çekme halay başını
Etme gözün kaşını
Ben annene danıştım
Hesab ettim yaşını

Alttan alttan bakıysen
Şu gönlümü yakıysen
Bırahıp beni gittin
Ettiğini bilirsen

Halaya girme dedim
Boyun gösterme dedim
Benden gayrı kimseye
Meylini verme dedim







Dinlersen Kardeşim Sözlerim Sana


 Dinlersen kardeşim sözlerim sana
Hatırdan gönülden geçme ha geçme
İnsan olan değer verir insana
Sakın eri erden seçme ha seçme

Kamilin nişanı o güzel huyu
Ona ölçü olmaz bedeni boyu
Derde derman olsa namerdin suyu
Sakın bir damlayı içme ha içme

Derdin bedenini ağ gibi sarsa
Feryat ve figanın semaya varsa
O müşkül halini gelip de sorsa
Hal bilmeze sırrın açma ha açma

İnsan ol insana eyle ameli
Gerçek insanlığın budur temeli
Aşık Kederi de sevip sevmeli
Dost ile sohbetten kaçma ha kaçma


Erenler (Hak Nasip Eyledi)


 Hak nasip eyledi geldik buraya
Şükür cemalini gördük erenler
Merhem olduk gönüldeki yaraya
Muhabbet gülünü derdik erenler

Dostlar ile cem olduk birarada
Hak Muhammet Ali mihman burada
Deli gönül coşar ara sırada
Sevgi ile hakka erdik erenler

Dost cemali gördü coştu Kederi
Aşkın deryasından alır gevheri
Güzel dosttan bugün aldık haberi
Pir himmet eyledi vardık erenler












Eyvanına Vardım (Türkmen Gelini)

Eyvanına vardım eyvanı çamur
Odasına vardım elleri hamur
Uykudan uyanmış gözleri mahmur

Ömrümde görmedim böyle gelini
Gelinin gelini Türkmen gelini
Saramadım aney gel gör halimi

İpek köynek giymiş ayna dizinden
Kınalı elleri o mah yüzünden
Sevem dedim vazgeçmiyor nazından

Ömrümde görmedim böyle gelini
Gelinin gelini Türkmen gelini
Saramadım aney gel gör halimi

Eyvanında renk renk güller açıyor
Aşk ateşi şu bağrımı yakıyor
Kara sevda şu gönlümden gitmiyor

Ömrümde görmedim böyle gelini
Gelinin gelini Türkmen gelini
Saramadım aney gel gör halimi




Fırsat Elde İken Bir Amel Kazan 2


 Fırsat elde iken bir amel kazan
Gül cemalin bir gün solsa gerekdir
Aldanma zevkine bakma dünyaya
Dünya malı bunda kalsa gerekdir

Yarın Hakk'ın divanına varılır
Ruz-ı mahşer günü sual sorulur
Günahın dartarlar mizan kurulur
Anda haklı hakkın alsa gerekdir

Cahil bildiğinden hiç geri kalmaz
Bin nasihat etsen sözüne uymaz
Kişinin ettiği yanına kalmaz
Herkes ettiğini bulsa gerekdir

Bir gün olur gelir Mevla'dan hitap
Sorulur sualler verilir cevap
Kimine lutf eder kimine azap
Cennet tamu hakdır dolsa gerekdir







Geçti Ömrümün Baharı

Geçti ömrümün baharı
Gülemedim gülemedim
Ben o yar ile ağyarı
Bilemedim bilemedim

Gurbette garip mi ölek
Yarimi çok gördü felek
Hasret çekmek için dilek
Dilemedim dilemedim

Ben gezerdim diyar diyar
Dertler beni renk renk boyar
Şu gönlüme göre ayar
Bulamadım bulamadım

Varmak istiyorum ama
Başım girer gamdan gama
Yar gönlüme vurdun kama
Ölemedim ölemedim

Kederi der bu mu yazı
Sen ettin bana hep nazı
Yar dizinde dertli sazı
Çalamadım çalamadım



Gökten Yıldız Derseler


Gökten Yıldız Derseler Le Le
Ayağıma Serseler
Hiç Bir Şeyde Gözüm Yok Le Le
Seni Bana Verseler

Efendim Ezel Sensin Le Le
Gül Yüzlü Tazem Sensin
Kurana El Basarım Le Le
Gönülde Gezen Sensin

Dağa Giderim Dağa Le Le
Başım Değdi Yaprağa
Kız Yanında Ölmezsem
Girmem Kara Toprağa

Ben Aşığım Aram Yok Le Le
Bir Yerde Kararım Yok
Ben Yanam Ben Ağlarım Le Le
Kimseye Zararım Yok




Gölbaşı'na Vardım (Şalvarlı Gelin)

Gölbaşına vardım gölleri çoktur
Güzeller geliyor sevdiğim yoktur

Uy gelin gelin
Sevdalı gelin
Öldürdün beni

Gölbaşına vardım tiren duruyor
Annem beni gurbet ele yolluyor

Uy gelin gelin
Sevdalı gelin
Öldürdün beni

Bu derenin alıcından burcundan
Bana gelsen ölür müydün acından

Uy gelin gelin
Sevdalı gelin
Öldürdün beni

 Gurban Kibar Gurban

 Gurban kibar gurban ciğerim yanar
Gurbanın olum el belalıdır gelemem
Yıl oldu güzel içerim yanar
El belalıdır dedim dedim aldı beni
Gam sılada buldu beni vah

Oğul gurban
Yandı ciğer gözlerin sevdasından
Ben ne'dim el belalıdır gelemedim sana ben yar
Gözlerin sürmeli de gözlerin sürmeli
Koklandı beni de nasıl edim gardaş ben oy








Havalar Ayaz Gelin Hanım

 Havalar ayaz gelin hanım
Bu da bir muraz gelin hanım
Yazması pembe gelinlik beyaz

Git güle güle güle gelin olasın
Adıyaman eline yuva kurasın

Çağırın gelinin gardaşını
Çeksin düğün atın başını
Anası silsin gözün yaşını

Git güle güle güle gelin olasın
Adıyaman iline yuva kurasın

Duvağı telli kınası tasta
Gelin oluyor gönlü havasta
Gelin alayı gidiyor dostlar

Git güle güle güle gelin olasın
Adıyaman iline yuva kurasın

İki Kız Gider Düğüne

İki kız gider düğüne (boylarına gurban)
Ben vurgunam büyüğüne (huylarına hayran)
Kör olası anaları (boylarına gurban)
Vermiyor ki sevdiğine (huylarına hayran)

Halay başında güzeller (boylarına gurban)
Yarime bakıyor eller (huylarına hayran)
Bir güzelin hatırına (boylarına gurban)
Başa geldi türlü haller (huylarına hayran)

Bu yıl da geçirdik yazı (boylarına gurban)
Zalim ana vermez kızı (huylarına hayran)
Her bir dert çekilir ama (boylarına gurban)
Çekilmiyor ana nazı (huylarına hayran)










İnsan Bir Ummandır (Bana Göre)


İnsan bir ummandır bilmek istersen
Katredir denizler göl bana göre
Hakkın cemalini görmek istersen
Ölmeden evveli öl bana göre

Düzgün bir karakter temiz bir ahlak
Edebinle otur edebinle kalk
Bir dilim ekmeğin var ise mutlak
Onu bir kamile böl bana göre

Kavga ve gıybete sen olma yakın
Cahil ile sohbet etme ha sakın
Aynayı alıp da kendine bakın
Sıratı surette bul bana göre

Yaz güze kış ise döner bahara
Açılır sinemde bin türlü yara
Gül için bülbüller başlıyor zara
Baharın müjdesi gül bana göre

Kederi sözümden alınsa hisse
Kulak vermek lazım çıkan nefese
Turap olmak lazım cümle herkese
Bunu gösterecek hal bana göre

Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum 1

Kaleden kaleye şahin uçurdum
Ahilen vahilen günüm geçirdim
Yare şeker ezdim şerbet içirdim

Öylolur böylolur Türkmen güzeli
Edası hoş olur Türkmen gelini

Kaleden kaleye taş ben olaydım
Ela göz üstüne kaş ben olaydım
Yalınız kalana eş ben olaydım

Öylolur böylolur Türkmen güzeli
Edası hoş olur Türkmen gelini



Kara Dağın Boz Yılanı


Kara dağın boz yılanı
Gelir dolanı dolanı
On beş sene mapus yatsam
Bulurum seni vuranı

Yandım aney öldüm aney
Yağlı kurşun yedim aney

Bu dere derin dere
Gölgeleri serin dere
Kuşlar döndü yuvasına
Ben beklerim o yar gele

Yandım aney öldüm aney
Yağlı kurşun yedim aney

Kara Dutun Dalını

Kara dutun dalını (Narin narin yarim)
Erittiler balını (Narin narin yarim)
Gel sana gösterem yar (Narin narin yarim)
Bizim evin yolunu (Narin narin yarim)

Kara dutun karası (Narin narin yarim)
Yüzünde yılyarası (Narin narin yarim)
Sevdiğimiz yar değil (Narin narin yarim)
Başımızın belası (Narin narin yarim)

Kara dutu yiyen yok (Narin narin yarim)
Derdim yare diyen yok (Narin narin yarim)
Ayrılık gömlek olsa (Narin narin yarim)
Benden başka giyen yok (Narin narin yarim)


Kesin Şu Fırat'ı

Kesin şu Fırat'ı bu yıl akmasın
Etrafına taşıp yakıp yıkmasın
Talihsiz babamı alıp gitmesin
Biricik yavruları yetim etmesin
Oy aman Fırat zalimsin Fırat

Hainsin Fırat dertliyim Fırat
Talihsiz babamı suda yitirdim
Zalim Fırat bize ölüm getirdin
Taşındı toprağımı alıp götürdün
Biricik yavrularımı yetim ettin

Yanar ataş oldun dert yüreğimde
Söyleyin siz bari dağlar ne deyim
Gönlüm gamda kaldı gözlerim yolda
Kederim kederime nasıl boyun eğeyim


Kaynağı Bilinmiyor
Adıyaman

Mor Fistanın Moruna


Mor fistanın moruna
Altın dakam koluna
Alır seni kaçarım ben
Vermezlerse zorunan

Eymeli yar eymeli
Işıl ışıl düymeli
Benim yarim güzeldir lo
Yanakları (bilekleri) döymeli

Salınıp gelir bağdan
Saman dolanır saptan
Vallahi korkmaz oldum ben
Ne ağadan ne beyden

Eymeli yar eymeli
Işıl ışıl düymeli
Benim yarim güzeldir lo
Yanakları (bilekleri) döymeli

Tüfeğim dolu saçma
Doğru yolundan şaşma
Ben yabancı değilem lo
Kaçma sevdiğim kaçma

Eymeli yar eymeli
Işıl ışıl düymeli
Benim yarim güzeldir lo
Yanakları (bilekleri) döymeli


Ne Olur (Gece Gündüz Hayalinle)

 Gece gündüz hayalinle gezdiğim
Seni sevdiğimi bilsen ne olur
Aşkın ile bu canımdan bezdiğim
Akan gözyaşımı silsen ne olur

Seni sevdim diye suç mu işledim
Bana geleceğin günü düşledim
Günden güne erimeye başladım
Bir kere yüzüme gülsen ne olur

Gönül sevdi bunda günahım yoktur
Kalbime vurduğun zehirli oktur
Aşk yarası dedi yarama doktor
Bu gönlüme melhem olsan ne olur

Kederi'yim sevdan ile yaşarım
Aşkın ile kaynayı ben coşarım
Nere gitsen hep peşinden koşarım
İnsaf edip bana gelsen ne olur













Tut Dibinde Unum Var


Tut dibinde unum var
Allah’tan umudum var
Eğer muradım olursa
Dedelere mumum var

Su külekte bulanır
Eşhan damda dolanır
El atmayın Eşhana
Oğlan gelir huğulanır

Dam üstünde oturak
Gelin kızlar oturak
Oturmaktan ne çıkar
Gelin olak kurtulak

İrahan ektim evlek evlek
Dadandı kara leylek
Felek gözün kör ola
Yardan ayırdın felek

Vur Davulcu (Gel Gülüm)

 Gel gülüm gel canım seni severem
Saram kollarıma sensiz neylerem
Al canım fedadır senin yoluna
Ağlama sil gözün vallah ölürem

Vur davulcu vur davula güm güm gümlesin
Kız oğlanı sevmiş dünya malı neylesin

O ela gözlerin bendimi yakar
Sevdiğin almayan canından bıkar
Gel seni kaçıram bizim ovaya
Ben sevem el ala bana kim bakar

Vur davulcu vur davula güm güm gümlesin
Kız oğlanı sevmiş dünya malı neylesin





Yağmur Yağar Benim Garip Başıma


 Yağmur yağar benim garip başıma
Göz koydular ekmeğime aşıma
Doyamadan dolu dolu yaşıma
Bir yalana gitti ömrüm ağlarım

Dostlar vurdu bu bağrıma hançeri
Neler gördüm neler çektim neleri
Kimse bilmez bağrımdaki dertleri
Bir yalana gitti ömrüm ağlarım














Yağmur Yağar Yer Yaş Olur

Yağmur yağar yer yaş olur
Uçan kuşlar bir hoş olur
Gelin olan meyhoş olur

Ana ölem ben ben gidiyorum
Anamı babamı terk ediyorum

Yağmur yağar ufak ufak
Elleri kınalı yüzü duvak
Nerden çıktı ayrılmak

Ana ölem ben ben gidiyorum
Anamı babamı terk ediyorum

Yağmur yağar tıpır tıpır
Gözümden akar şıpır şıpır
Gelin ettik ya Rab şükür

Ana ölem ben ben gidiyorum
Anamı babamı terk ediyorum



Yaz Geldi Sevdiğim


 Yaz geldi sevdiğim yine yaz geldi
Aç göğsünün düğmesini yaz geldi

Aç göğsünün düğmesini
Sürmeli gözüne kurban

Ey sevdiğim ben canımı verirdim
Bir öpücük verdin bana az geldi

Bir öpücük verdin bana
Yar kaşı gözüne kurban

Dış kapının sürmesini sürdün mü
Gelin oldun olalı gün gördün mü

Gelin oldun yaktın beni
Sürmeli gözüne kurban

Dünyayı kalbura koysan elesen
Böyle bahtı karalıyı gördün mü

Ben bir bahtı karalıyam
Yar kaşı gözüne kurban


 
İki Kız Gider Düğüne

İki kız gider düğüne (boylarına gurban)
Ben vurgunam büyüğüne (huylarına hayran)
Kör olası anaları (boylarına gurban)
Vermiyor ki sevdiğine (huylarına hayran)

Halay başında güzeller (boylarına gurban)
Yarime bakıyor eller (huylarına hayran)
Bir güzelin hatırına (boylarına gurban)
Başa geldi türlü haller (huylarına hayran)

Bu yıl da geçirdik yazı (boylarına gurban)
Zalim ana vermez kızı (huylarına hayran)
Her bir dert çekilir ama (boylarına gurban)
Çekilmiyor ana nazı (huylarına hayran)










 


NE ALINIR?

 
Adıyaman’ın kent merkezinde bulunan tarihi çarşı Oturakçı Pazarı’nda yöreye özgü halı, kilim, cicim, heybe gibi el sanatları ürünleri ile turistik eşyalar bulunabilir. Nemrut’taki turistik tesislerde satılan Nemrut heykelleri, hediyelik olarak alınabilecek eşyalardır. Yine bu tesislerde, yörenin tarihinin anlatıldığı çeşitli dillerdeki Nemrut rehber kitapları bulunabilir.
 
YAPMADAN DÖNME

 
Nemrut Dağı’nı görmeden, güneşin doğuşunu ve batışını izlemeden, Kommagene Uygarlığı eserlerini görmeden, Atatürk Barajı Kâhta Sahilindeki lokantalardan balık yemeden, Adıyaman Müzesini gezmeden, Yörede dokunan halı, kilim, cicim, heybe ve Nemrut heykelleri almadan…Dönmeyin.
 

 
 
 
 
M U S T A F A B İ L G İ N
Ohal Bölgesinden Kareler
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol