"Dikkat Önemli"
'' O ğ u z 33 '' T i m i 90'lı Yıllarda Terörle Mücaadelenin İçerisinde Yer Almış, Dillere Destan '' O ğ u z 33 '' Timin Yaşadıklarını Anlatan Sitemize Hoş geldiniz, Sizleri Burada Tutabilmek İçin, Yapılması Gereken Her Şey Yapıldı, Umarım Kaldığınıza Değer...!!!>'' O ğ u z 33 '' T i m i
   
  ‘Oğuz33’ Timi
  ŞEHİT ÜSTEĞMEN HAKAN
 
"bu dağlardaki yaşam,
 adeta ölümün orijinal parçasıdır"

Has Komutanım Şehit Nesip Hakan HASDAL
bir uzman çavuşun anıları
 
Kahraman Şehit Üsteğmen Hakan HASDAL ile ilgili,
yaşadığım ilginç anılarım:
 
            Kıdemli Üsteğmen Hakan HASTAL, İstanbulluydu, mesleğine âşık, tam bir profesyonel ve oldukça deneyimli bir askerdi, evli ve iki çocuk babası olmasına rağmen, çoğu kez bölükteki, makam odasında yatar kalkardı, tabii bu durum genelde, bir mecburiyetten dolayı olurdu.
Bizimle kaldığı bu süre zarfında da, operasyonlarda lazım olur diye, kendisine kısa bazı, basit kürtçe kelimeler öğretirdim, beni de, çok severdi, her karşılaştığımızda;
—Adıyamanlı, sen benim en has adamımsın derdi.
Ama yine de, çoğu komutana ve Mehmetçiğe göre, tam bir çatlak ve zır zır delinin, belki de, en önde gideniydi, zira bizden önceki askerlerini, yemekhanecisinden tutun, çaycısına kadar, kim var, kim yok, alayını toplayıp, sırf spor olsun diye, sırf işin havasını bassın diye, koca bölüğü, tam teçhizat marşlar ve türküler eşliğinde, Kayseri’den Ankara’daki, 4. Kolorduya kadar koşturmuş.
Kafasına göre takılan, kendi bildiğini okuyan, alışılagelmiş her şeyle, biraz dalga geçen, korkusuz, ve deli dolu, bir askerdi, kendisi tam bir maceraperesti, tehlikeli olan her türlü; adrenalin ve eğlenceyi çok severdi, güvercin gübresinde boru bomba, taş yünü ve camyünü gibi maddelerden de, kendisine kurşun geçirmeyen, koruyucu yelek yapmaya hep çalışırdı, silahları çok sevdiğinden çoğu kez, tüm gününü hedefleri daha iyi vurabilecek, yeni atış teknikleri üzerinde geçirerek, hep başka arayışları içerisinde olurdu, bizlere de, çok değişik; metotlar ve çok değişik tekniklerle, atış yaptırırdı, özelliklede eğitimlerde, savaş durumlarında mevziilerde nasıl savaşılır, bir silah teröriste karşı nasıl kullanılır diye çok ustaca eğitimler verirdi.
 
                                     
Eğitimlerden kareler
"bilir misiniz Şırnak’taki herekol dağının zirvesi de,
 Kayseri’deki erciyes dağı gibi hep karlıdır" 
 
{1}
 
"bu dağlarda yaşam ve ölüm düşman kardeşler gibidir,
 yok, olmalı her iki kardeşten biri ya da her ikisi"
Gözlerden uzak bir noktada bulunan bölüğümüze, günün birinde sabah içtima sına yakın, nöbetçi bir astsubayımız, araç içerisinde iki tane koyun getirdi;
—bu koçlara gözünüz gibi bakacaksınız,
—2-3 gün sonra, tugayda yapılacak tören için kesilecekler.
Sonuçta sabahın köründe, yaşanan bu durumu olduğu gibi, bölük komutanımıza anlattım, vay bunu duyan sen misin;
—biz burada askerlik mi yapıyoruz?
—yoksa, davar mı güdüyoruz, hiç belli değil?
—bu taburun bir tek çobanı, ben miyim lannn?
—bu kadarda şerefsizlik olmaz, böyle emir mi olur?
diye,
üstünü başını parçalarcasına bağırmaya, sağa sola uçan tekmeler, savurmaya ve arap sabunu misali gibi, köpür köpür köpürmeye başladı, bu parlamanın ve bu dellenmenin hemen sonrasında da, büyük bir sinirle;
—alın lan bu hayvanları, götürün atış poligonuna dikin demesiyle,
verilen emri şaşkınlık içerisinde, acelece uyguladık. 
Neticede geceden rakıyı fazla kaçırmış olduğu, her halinden belli olan, kafası bozuk bölük komutanımız, belindeki cold marka tabancasını çekerek, aslan gibi iki tane koçu, kurşun yağmurları altında, üst üste devirdi.
Hatta bu koçların, pisipisine vurulma olayından sonra, bölük astsubayımız gülümsercesine yarı şaka ve yarı ciddi bir şekilde komutanım;
—ohal’de olmuş olsaydık, gece yapılan taciz ateşi esnasında,
—bu hayvanlar telef oldu derdik.
—si…et, birde hesap mı?
—vereceğiz ib...’lere diye,
tekrardan sinirlenmeye ve öfkelenmeye başladı.
"meleşir kuzuların sesi,
bir bir zalim dağ başlarını deliyor"
 
{2}

"k
ardeşler arasında hesaplaşma değil,
 helalleşme olur"
Sonuçta diğer vukuatlarında olduğu gibi yine komutanımıza kafadan, emre itaatsizlikten dolayı 15 gün bölük dışına çıkmama cezası verildi.
Tabii hakan üsteğmenin, bu ve buna benzer almış olduğu yığınla, hapis cezalarına, hiç birimiz sevinmezdik, cezası gereği bölükte, 7/24 gibi, sürekli tepemizde dolaşmasından ötürü, başımıza nasıl bir belanın geleceğini iyi bildiğimizden, böylesi bir cezayı, hiç kimse istemezdi.
Yerlerde diz boyu karların ve dondurucu buz gibi, soğuğun olduğu bir gece, içerisinde bulunduğum tim, cezasını çeken hakan üsteğmenimizce don paça bir şekilde, gece eğitimi için, yemekhaneye toplandı.
—arkadaşlar, parkelerden, pantolonlardan ve kar başlığı gibi, 
           yaşamsal malzemelerden oluşan, sıfır kıyafetleri, araziye kamufle ettim.
—sizin göreviniz, elinizdeki pusula ve haritalarda belirtilen koordinatların yerlerini,
           —sıfır hata ile tespit edip, arazinin değişik yerlerinde gömülü bulunan bu malzemelerle birlikte, 
           —tekrardan karşıma geri dönmenizdir.
—ilk üçe giren, hafta sonu iki gün üst üste, çarşı izni yapacak,
—şayet başaramayan ya da,
           —karşıma eksik kıyafetle gelen olursa, 
           —onun gözünün yaşına bakmam, oylum oylum oyarım diye,
tehdit dolu emirlerini
uygulamak için, bütün tim ferdi olarak, kör noktalarla ve kar çukuruyla dolu araziye dağıldık.  
            Bir taraftan iliklerimize kadar işleyen, it dondurucu bir soğuk, diğer taraf tanda ise, adeta belimize kadar, gömüldüğümüz uçsuz bucaksız bir kar deryası, içerisinde bulunduğumuz bu zor durumu, bir nebze olsun, hafifletmek ve iki günlük çarşı iznini kapmak için, yapmamız gereken vakit geçirmeden, bir an önce, arazinin değişik noktalarına, bölük komutanımızca gizlenmiş olan, kıyafetleri bulmaktı.
Aksi bir durumda timce yemekhaneye, don paça geri dönerdik, üsteğmenimizin vereceği cezalarda, bu işin tuzu biberi ve çabası olurdu.
 
                                            
Ağır kış eğitimleri
"silahla yaşayan,
 silahla ölür"
 
{3}
 
 
"diğer milletlerden tek farkımız, bir birimize kenetlenmemizdir,
 bu dinimizin emridir"
Netice de, elimdeki pusula ve haritayı kullanarak, iki saat kadar bir çalışmadan sonra, ceplerinde ezme, sigara ve eldivenlerin bulunduğu sıfır kıyafetlerime kavuştum, tabii bilginin ve haritayı doğru kullanmanın yanında, insanda birazda şans olacak, zira arazi kör noktalarla doluydu.
Yemekhaneye geldiğimde, gümbür gümbür yanan sobanın çevresinde toplanmış, çaylarını yudumlayan üç arkadaşın, daha olduğunu gördüm, anlaşılan çarşı iznini kaçırmıştık ama bölük komutanın, benim has adamımda geldi dercesine, taktirini de kazanmıştım.
Gecenin geç saatlerinde, timin geri kalanı üçer beşer şeklinde ve birazda, komik bir vaziyette, yemekhaneye gelmeye başladılar.
Kimisi ful giyinik bir şekilde, üsteğmenimizin karşısına çıkmıştı.
Kimisi de, üstü forma altını sorma hesabına, yarım yamalak bir halde, ancak kendisini yemekhaneye atabilmişti.
Kimi paşamda; artık pusulayı ve haritayı neresinden okumuşsa, ya da kendisini haritanın neresine koymuşsa, çıktığı gibi, don paça bir şekilde ancak kendisini yemekhaneye atabilmişti.
            Hemen ertesi gün, bu başarısız olan arkadaşlarımız hakan üsteğmenimiz tarafından, sızma ve baskın eğitimleri için, yeniden görevlendirildi.
Bizler ise; terörist rolünü üstlenmek, en az onlar kadar, acımasız olmak ve arkadaşlarımıza, sinsi tuzaklar kurmak için, sivil kıyafetleri içerisinde, gece icra edilecek olan bu operasyon için, görevlendirilmiştik.
Netice de, eğitim fişeklerin kullanıldığı, sis bombaların ve aydınlatma mermilerin atıldığı, adeta bir korku tünelini andıran ve çeşitli sürprizlerin bulunduğu, bu gece eğitimini, bizlere kazanarak, güç şartlar altındaki bu zaferden de, yüzümüzün akıyla ve bileğimizin hakkıyla, çıkmayı başarmıştık, tabii mükâfat olarak da, üsteğmenimizden sırtları sıvazlayan kocaman bir aferinle birlikte, çarşı iznini de sonunda koparabilmiştik.
 
                                          
Atış anı ve 3. kupası
"bedeli neye mal olacaksa olsun,
 çoğalarak sürüp giden, bir zararın neresinden dönersen kardır"
 
{4}

"
öyle bir yer ki, Adıyaman, iki yiğidi birbirinden yaman,
 insanı konukseverdir her zaman, canım cennetimsin Adıyaman"
Günün birinde, bölük komutanımız, habercisiyle beni odasına çağırttı, gelen bu emir üzerine, makam odasına girdiğimde;
—gel benim has adamım,
           —sana çok özel, bir o derecede, mühim ve önemli, bir dış görev vereceğim,
           —inanıyorum ki, bu işin üstesinden, laikliğiyle gelip, 
           —benim ve bölüğümüzün, yüzünü kara çıkarmayacaksın.
            Sonuç itibariyle, 4. Kolordu atış yarışmalarına katılmak için, soğuk bir kış gününde Ankara’nın, yolunu tutum, günü dinlenerek geçirdikten sonra, sabahın erken saatlerinde, boy hedefi, diz hedefi, baş hedefi ve 1 km’lik koşu sonucu, 4 no’lu görev atışlarımı tamamlayarak, yoğun bir katılımın olduğu, bu özel turnuva sonunda, toplamda iki 3’lük kupasını Kayseri’deki, birliğime getirmeyi başardım.
Bir gün bölük komutanımız, paraşütle atlayış yapacak olan askeri personelin, manifestolarını hazırlarken, kendisine mümkünse, sabah ve öğlenden sonra, yapılacak sortilere, katılmak ve ismimi, atlayış manifestosuna, yazdırmak istiyorum diye, ısrarla bir talepte bulundum, bunun üzerine üsteğmenim;
—Adıyamanlı, senin kadar böylesine atlayış delisi, bir asker tanımadım,
           —ne buluyorsun bu atlayışlardan anlamadım gitti,
demesi üzerine;
—komutanım çok seviyorum, 
           —birde aile bütçesine katkıda bulunabilmek için,
           —daha çok ben bu atlayışları, seviyor ve yapıyorum.
            Hakan üsteğmenim, her tür ortamda cesaretini rahatlıkla sınayabilirdi, özelliklede, 3-5 kişi çevresine toplandı mı, mermiye kafa atar, el bombalarıyla beş taş oynar, mayına ise, resmen çalım atarak, tüm manyakça hareketlerini sergileyebilirdi, o derece korkusuz ve soğukkanlıydı, tabii bu sıra dışı ilginç şovları yaparken de, etrafındaki tüm insanların içerisine korku salardı.
 
                
Atlayış öncesi ve atlayış sonrası (Erkilet-Kayseri)
"fırat’ı vatan için bir engindir, geleneğine bağlı tarihi zengindir,
bunu söyleyen mustafa bilgindir, canım cennetimsin Adıyaman"
 
{5}

"kadına vurmak, teslim olmuş başını öne eğen bir teröristi,
 vurmaktan daha olaydır"
Öyle ki, yedek paraşütü bir süs eşyası olarak gördüğünden, kimi zaman atlayışlarını, bu paraşütü yanına almadan yapardı, tıpkı yola istetme almadan, çıkan bir araç gibi, hani patlamaz ama ya bir patlarsa?
Netice de; Kayseri hava indirme tugayında, koca bir kış boyunca, terörle mücadele etmek için, güç şartlar altında tamamladığımız, tüm eğitimlerimiz bitirmiş, bu süre zarfında da, karlar erimiş, çiçekler açmış ve bahar tüm güzelliğiyle, yeniden gelmişti, bunun manası’da; ohal bölgesi kırsalına, tekrardan bir bahar temizliği yapma zamanı gelmişti, yani bir bakıma karın erimesi, artık güzel günlerimiz geride kaldığını, daha zor ve daha sıkıntılı günlerin, bizi beklediğini işaret ediyordu.
Ohal bölgesine düzenlenecek olan, operasyonların hazırlıklarını aylarca süren, gizli çalışmalar içerisinde tamamladıktan sonra, bölük komutanımız Hakan üsteğmen, operasyona çıkacak olan askerler için, bir moral gecesi ve müzik dolu bir eğlence gecesinin, tertiplenmesini istedi, yani asker değimiyle, aç aç gecesi düzenlenecekti.
Vur patlasın, çal oynasın şeklinde geçen, süper bir gecenin ardından, sabahın ilk ışıklarıyla, sivil otobüslere binerek, PKK'nın bahar eylemlerini boşa çıkarmak için, aylarca sürecek olan, zorlu doğu görevine, hadi "bismillah" diyerek, yola çıktık,
tabii bir daha buralara, döner miyiz?
bir daha buraları, görebilir miyiz?
endişesini de, bu tür operasyonlar öncesi, hep içimizde taşırdık.
            
Ama bu yiğit bölük komutanımız, Şırnak-Beytüşşebap kırsalında, hasta anasına yapılan, bir küfür sonucu, postası tarafından vurularak, şehit edilmişti, başta cesur yürekliliğiyle, hepimizin gönlüne taht kuran, has komutanım, olmak üzere, tüm şehitlerimizi, tekrardan şükran ve gururla anıyorum.
 
                       
Askere moral günleri (Köşkkışla-Kayseri) 
"sırttaki (beldeki) ağrı mayın gibidir,
 öldürmez süründürür"
 
{6}

Sıradaki Konu Başlığını Okumak için

Ya da anasayfaya Dönmek için lütfen tıklayınız...

 
 
 
 
M U S T A F A B İ L G İ N
Ohal Bölgesinden Kareler
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol